Sunday 29 March 2015

Ektik, diktik, sohbet ettik...

Biraz ara vermiş gibi olduk ama aslında ara vermedik pek. Yaptığımız diğer şeyler yoğunlaşınca bloglamaya pek fırsat bulamadık. Ama tabi bahçeyle ilgilenmeyi de ihmal etmedik bu süreçte. Şimdi ufak ufak ne yaptıysak bu iki hafta da aktarmaya çalışacağız.

Baharın gelmesiyle adalılar bahçelerdeki 'yabani' otları biçmeye başladılar. Biçilen otlar genellikle kapı önlerine ya da çöp yanına bırakılıyor. Biz de hafta içi gözümüze çarpan bir yığın otu kompostta değerlendirmek üzere bahçeye taşıdık.
Hafta sonu çok sevdiğimiz arkadaşlarımızı ağırladık yine. Misafirimiz de paylaşımımız da bol ve bereketli oldu. Eda ve Kağan sabahtan kahvaltıya geldiler. Biz onlar için ekşi mayalı ekmek, ev yapımı peynir ve yoğurt yaptık, bahçeden yeşillikler topladık. Hava pek sıcak olmasa da sabah saatlerinde kahvaltıyı bahçede yaptık. Onlar da bize domates ve biber fidesi getirmişlerdi salyangoz bahçemize hediye olarak. Anlıyoruz ki bahçeyle ilgilenmek sadece toprakla uğraşmak, kazmak ekmek biçmek değil. Gözlem yapmak, paylaşmak, almak vermek, öğrenmek çok önemli yer kaplıyor bu ilişkide. Eda ve Kağan'ın getirdiği fideleri birlikte ektik. 
Öncesinde de hep birlikte yürüyüşe çıktık. Adanın genelinde hangi bitkiler olduğunu gözlemlemeye, bilmediklerimizi öğrenmeye çalışıyoruz. O sebeple bir çok bitkiyi fotoğrafladık. Bilmediklerimizden bazıları aşağıda. Bir kısmını şimdiden öğrendik. Ara ara arşiv çalışması yapıp belki bir kitapçık haline getirmeyi planlıyoruz. Tabi öncesinde öğrenmemiz gereken çok şey var. 
Gördüğümüz bazı bitkileri çeşitliliği artırmak adına bahçeye taşıdık. Her ne kadar bitkileri bu şekilde rahatsız etmeyi tercih etmesek de çeşitliliği artırmanın iyileştirici etkisi olacağını düşünüyoruz. Bizim için 'yabani ot' diye bir kavram yok çünkü. Her şey doğada ve doğaya ait. Bir bitki nerede hayat bulursa orada bir görevi olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple istilacı ya da yararsız olan otlar da yok tabi. Çalışan, toprağa hizmet eden otlar, bitkiler var. 
Türünü bilmediğimiz sarmaşık. İlk kez böyle bir ekme yöntemi deniyoruz.

Taşların arasından aldığımız genelinin altında karıncalar bulunan hodan

Soğanlı bir bitki. Adını bilmiyoruz.

Getirdiğimiz bitkiler arasında bahçemizde olmayan papatyalar, dağ sümbülü ve  adını bilmediğimiz başka bitkiler de var. Aynı gün Ahmet abi de bize bir tür sukkulent hediye etti. Biz de onunla UTTM'den gelen tohumlarımızı paylaştık. Eda'ya da şehre dönerken bir kök nane verdik balkonunda yetiştirmesi için. Bol paylaşımlı bir hafta sonu oldu bizim için. Biz paylaşımlara doyduk derken Nilhan ve Kerem'de bugün bizi ziyaret ettiler. Bu bölümü ve Şifalı ot spiraline ne olduğunu bir sonraki posta bırakıyoruz. Çünkü paylaşmak istediğimiz fotoğrafları bu posta yükleyemedik.

Dostlarla kalın.
Eren ve Gökşen.





No comments:

Post a Comment