Thursday 5 March 2015

Bahar hazırlığı

Cemrenin toprağa düşmesinin ardından ilk işimiz bahçemizle ilgili yapmayı düşündüğümüz işleri hayata geçirmek oldu.

İlk olarak manavdan gelip geçerken aldığımız tahta kasaları değerlendirmek istedik. Sabah manava gittiğimizde bir kasa daha aldık. Evin alt sokağında gördüğümüz, kocaman bir torba içerisinde atılmış yaprakları da sürüye sürüye eve taşıdık. Evin odunluğundaki naylonlarla kasaların içerisini kapladık önce. Daha sonra getirdiğimiz yaprakları ayıklayarak bu kasaların içerisine koyduk. Maalesef içerisine plastik atıklar ve zavallı salyangozlar da karışmıştı. Kasaların yarısından fazlasını torbadan çıkan yaprak ve yeşilliklerle, üstünü ise arka tarafta yeniden kurmayı düşündüğümüz kompost alanından çıkan toprakla doldurduk. Toplamda dört büyük, dört küçük kasamız oldu. Ne ekeceğimize daha karar veremedik ama yakında onu da yapacağız.
Çok sevdiğimiz kompostumuzu bahçenin arka tarafında kalan daha az kullanılan bir bölgesine taşımaya karar verdik. Kompost sakinlerinin rahatını bozmayı pek sevmesek de bu şekilde bahçeyi daha verimli kullanabileceğimizi düşündük. Kompostu kuralı neredeyse 10 ay kadar zaman geçti ve çöplerimizi %80 oranında azaltmanın huzurunun yanında inanılmaz verimli bir toprak elde ettik. Çöp kokusu, çöp çıkarmak, çöpün suyu gibi tanımlamaları çoktan unuttuk. İlk tahtayı kaldırdığımız anda solucanlarla karşılaşıverdik.

Tahminimce inanılmaz rahatsız oldular, Ama yapacak bir şey yoktu. Solucanların dışında kırkayak, çıyan, örümcek, top böceği salyangoz ve adını bilemediğimiz böceklerle karşılaştık. Kompostu dağıttık ancak yeni kompostu hala tamamlayamadık. Bu sebeple kompost böyle bir halde kaldı maalesef. Bugün yarın tamalarız herhalde. 
Yeni kompostumuz eskisinden biraz daha yüksek ve derin olacak. Yine iki bölme halinde tasarladık. Böylece bir taraf çürürken diğer tarafa biriktirmeye devam edebileceğiz. Kompostu yaparken ilk iş sınırlarını belirlemek oldu. Daha önceden eve taşıdığımız atılmış paletin üst tahtasını keserek kazdığımız toprağa yerleştirdik. Bu süreçte yan taraftaki osuruk ağacı biraz rahatsız oldu ama kompost başladığında eskisinden daha mutlu olacağını düşünüyoruz. Kompostun bitmemiş hali ise aşağıda.
Sabah kahvaltısını hazırlarken topladığımız rokaların bir şekilde hastalandığını fark ettik. Ne olduğunu tam bilemiyoruz ama geçen sene aynı yere ekilen kabaklarda benzer şekilde hastalanmıştı. 
Geçen hafta Rumeli Hisarından aldığımız çelik de tutmuş gibi. Başka yerlere ekmiştik ama onları göremedik üstünde çiçeği olmasına rağmen bu tuttu sanırım.
Son olarak da geçen hafta tohumdan ektiğimiz buğdayların çimlenmeye başladığını gördüm. Malçın derinliklerinden yukarıya doğru sızmaya başlamışlardı. Haydi bakalım.
Bu blogu yazarken okuyanların geri bildirimlerini almak, yeni başlayacak kişilere ilham vermek istiyoruz. Bahçeyi permakültür ilkelerine uygun bir şekilde tasarlamaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince araştırıp, saygı duyarak yeni adımlar atmaya çalışıyoruz. Öğrenecek çok şeyimiz var.

Kurda, kuşa, aşa..
Eren ve Gökşen.

3 comments:

  1. Taner abinin dediğine göre rokalardaki hastalık bir çeşit mantar önümüzdeki günlerde toprağı ısıtıp engellemeye çalışacağız. Gene buradan bildireceğiz.

    ReplyDelete
  2. Şu fotoğrafları bir büyütsen :)

    ReplyDelete